Hz. Meryem Ana Evi ile ilgili her türlü istek, eleştiri, öneri ve yorumlarınızı mesaj yazarak bize iletebilirsiniz.
“Panaya Kapulu”nun bulunmasından birkaç yıl sonra, sit üzerinde arkeolojik çalışmalar başlatıldı. 1898’de Fransız hükümetinin görevlendirdiği mimar, M. Carré, Ev’in ayrıntılı bir analizini yapmak için Konstantinopolis’ten (İstanbul) geldi. Raporunda binanın “ilk yüzyıllara kadar” tarihlenebileceğini yazdı, ancak gayri resmi bir şekilde birinci yüzyıla ait olabileceğini belirtti. (Bkz. E. POULIN [GABRIELOVICH], Un dernier mot sur le lieu où est morte la Sainte Vierge, s.e, Smyrne 1921, s. 37).
1905 yılında, Fribourg Üniversitesi’nde arkeoloji ve Bizans sanatı profesörü olan Abbé Wogh, daha ayrıntılı araştırmalar yaptı. Ona göre bina 7. yüzyıldan kalma olabilirdi, ancak temelleri Hristiyanlık döneminin ilk yüzyılına dayandırılabilirdi. Ev’in girişinde bulunan narteks, her durumda yedinci yüzyılda yapılan bir eklenti olabilirdi. Bu tarihlerle ilgili çok sayıda teyitler vardır. Bunlara örnek olarak, İtalyan hükümeti tarafından görevlendirilen resmi mimar M. Rosetti; Artemis Tapınağı kazılarının direktörü ve İngiliz hükümetinin resmi mimarı M. Hogart d’Oxford (1905).
(Bahsedilen arkeolojik tanıklıklar, Fransisken Kapusen Rahipleri’nin arşivinde tutulur).
Burası keşfedildiği zaman, her şey acınacak bir haldeydi. Öyle ki;
– Sol duvar, ayakta kalmış olmasına rağmen bugün üzerinde sunak bulunan tümsek kısımla birleşmişti. Evin dış duvarında çepeçevre uzanan kırmızı çizgi, tam olarak toprağın seviyesini belirler. Bu toprak bir bakıma duvarı korumuştur;
– Sadece bir tanesi açık olan, üç kapılı karakteristik kemerli ön cephe, aşağı yukarı bugünkü gibiydi. Ama halen, ana kapıya ve sağ taraftaki nişe hâkim tuğla kemer, o zamanlar hayli zarar görmüştü;
– Sağ taraftaki duvar, hemen hemen sağlam olmasına rağmen, ön cephe ile birleştiği kısım yıkık idi;
– Ev’in sağına açılan şapel (Meryem Ana’nın odası) sadece niş kısmı olan duvar ile ayakta duruyordu, diğer iki duvar ciddi bir biçimde zarar görmüştü.
Meryem Ana Evi’ni ziyaret, kiliseden çıkışta sağ tarafta bulunan merdivenlerden inilerek ulaşılan çeşmelerle son bulur. Çeşmelerden, kilisenin yanı başındaki kuyulardan gelen içilir nitelikte su akar. Ziyaretçiler, bu suyu tatmakla kalmaz, şifalı olduğu inancıyla yanlarında da götürürler. Çünkü bu suyun hastaları iyileştirdiği veya çok faydalı olduğu söylenmektedir.
Hz. Meryem Ana Evi ile ilgili her türlü istek, eleştiri, öneri ve yorumlarınızı mesaj yazarak bize iletebilirsiniz.